BİRLİK SENDİKASI 1.OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI YAPILDI
Tüm İşçilerin Birlik Mücadele ve Dayanışma Sendikası’nın 1. Olağan Genel Kurulu, 03 Nisan 2021
Cumartesi günü İstanbul’da 215 üyenin katılımı ile gerçekleşti.
Genel Kurul gündemindeki konuları görüşerek karar altına aldı ve yapılan seçimlerin ardından Merkez
Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu, Merkez Denetleme Kurulu seçildi.
MERKEZ YÖNETİM KURULU
ASIL
1- ZEHRA GÜNER KARAOĞLU
2- BANU YILDIRIM
3- SELAHATTİN KURAL
4- EDANUR ÇUKADAR
5- ALİ ENGİN ÖZÇELİK
YEDEK
1- ZEYNEP ÇOR
2- UĞURCAN YILDIRIM
3- DUYGU ÖZDEMİR
4- MEVHİBE KARDELEN PİNAR
5- YEŞİM BIÇKIN
MERKEZ DENETLEME KURULU
ASIL
1- AHMET GÜNAYDIN
2- DENİZ AKGÜN
YEDEK
1- İDİL ZEYNEP ÖZTÜRK
2- NESLİHAN EROĞLU AKDAL
3- HÜSEYİN ERDEM DEMİREL
MERKEZ DİSİPLİN KURULU
ASIL
1- ELİF DOĞAN ÇİFTÇİ
2- ÖZGÜR AYDOĞAN
3- AYTAÇ ÖZKAN
YEDEK
1- RUKİYE BARAN
2-MELİKE KAFADAR
3- AHMET MURAT AKGÖZ
TÜM İŞÇİLERİN BİRLİK MÜCADELE VE DAYANIŞMA SENDİKASI
(BİRLİK SENDİKASI)
1. OLAĞAN GENEL KURUL KARARLARI
1. Dünyada eşitsizlik, gelir adaletsizliği, işsizlik ve yoksulluk her geçen gün artmaktadır. Küresel
kapitalist sistem, milyarlarca emekçiyi daha fazla sömürerek varlığını sürdürmekte ve emeğin
kazanılmış haklarını ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Yaşamakta olduğumuz salgın süreci, küresel
sistemin bu emek karşıtı özünü daha açık hale getirmektedir. İşçi sınıfı tüm dünyada, salgın
döneminde bir yanda sağlık riskleri diğer yanda işsizlik ve gelir kaybı tehdidi arasında bırakılmıştır.
Emperyalist ülkeler ve tekellerin aşı ve aşı temini konusunda girdiği kirli rekabet, her yeni gün daha
fazla emekçinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmaktadır. Birlik Sendikası, kapitalist sistemin neo-
liberal dönemde katlanarak artan büyük tahribatına karşı işçi sınıfının tarihsel mücadelesini sahiplenir.
Eşit, adil ve daha güzel bir gelecek için mücadele eder.
2. Sermayenin ve emperyalist sistemin küresel rekabeti, emeğin haklarının geri alınması ile
sonuçlanan ekonomik krizlere, çevrenin daha fazla tahrip edilmesine, emekçi halkları birbirine
kırdıran savaş ve işgallere yol açmaktadır. Birlik Sendikası, sermayenin sınır tanımayan saldırılarına
karşı barışı savunurken emeğin uluslararası mücadelesi ve dayanışmasının yükseltilmesinden yanadır.
Çokuluslu tekellerin rekabeti ve emperyalizmin politikaları paralelinde faaliyet yürüten küresel
sendikal yapıların karşısındadır ve sermaye ile sosyal diyalog mekanizmalarını reddederek emeğin
bağımsız mücadelesini savunur. Uluslararası ölçekte emeğin ortak çıkarlarını savunmak için 1945 yılından bugüne tüm zorluklara karşın mücadelesini kararlılıkla sürdüren Dünya Sendikalar
Federasyonu’nu selamlar.
3. Ülkemiz ekonomisi, yıllardır yerli ve yabancı sermayenin çıkarları doğrultusunda benimsenen
yanlış politikalar sonucu yıkımın eşiğindedir. Özelleştirmeler, piyasalaşma ve özel sektöre kaynak
aktarılmasını merkeze alan uygulamalar nedeniyle finansmanda sıcak para girişlerine ve üretimde dışa
daha bağımlı bir yapı oluşmuş ve ekonomi krizlere açık hale gelmiştir. Hükümet, bu tıkanmanın
aşılabilmesi için yanlışta ısrar etmekte, patronların reçetesini uygulamakta ve ücretlerin düşürülmesi,
emeğin haklarının budanması, sermayeye yeni teşvik ve kaynaklar sağlanması amacıyla yeni paketler
açıklamaktadır. Birlik Sendikası, emek karşıtı bu politikalar karşısında kamucu, emekten yana, sosyal
güvenlik sisteminin güçlendirilmesini hedefleyen, gelir dağılımında ve vergi sisteminde adaleti
öngören bir ekonomik programı savunmaktadır.
4. Yıllarca kârlılıklarını arttırmış olmalarına rağmen patronlar daha fazlasını istemekte ve kriz
koşullarını fırsata çevirmeye çalışmaktadır. OHAL süreci, ardından 2018 kur şoku ve nihayetinde
salgın döneminde, işçi sınıfının temel kazanımlarını tırpanlamayı hedefleyen sayısız girişimde
bulunulmuştur. Bu saldırıların çoğu, kıdem tazminatı hakkımıza yönelmiştir. Hükümet ve patronlar,
kıdem tazminatını bir yük olarak görmekte ve zamanla ortadan kaldırmayı istemektedir. Birlik
Sendikası, kıdem tazminatını kaldırmayı ya da bu hakkımızı geriletmeyi amaçlayan her türlü girişimin
karşısında ikirciksiz duracak, böyle bir saldırıya karşı her türlü mücadeleyi vermekten
çekinmeyecektir.
5. İstihdamda esnekleştirme ve güvencesizleştirme saldırısı, özellikle salgın döneminde
yoğunlaşmıştır. Patronlar, salgın gibi olağanüstü koşulların esnek ve uzaktan çalışma biçimlerinin
kalıcı hale getirilmesinde sunduğu avantajlardan yararlanmak istemektedir. Hükümet, işçiyi patron
karşısında güçsüz bırakan mevzuat düzenlemeleriyle esnek istihdamın önünü açmaktadır. Özellikle
hizmet sektörlerinde, uzaktan ve evden çalışma biçimleri ile işçi sınıfının tarihsel 8 saatlik işgünü ve
diğer birçok hakkı tehdit altına girmiştir. Birlik Sendikası, örgütlendiği 10 Nolu işkolunda başta olmak
üzere, esnekleşme saldırısına karşı direnç oluşmasına katkı sağlayacak, esnek çalışma nedeniyle
hakları gasp edilen tüm emekçilerin yanında olacaktır.
6. Salgın döneminde, işçi sınıfı üzerinde bir tehdit haline getirilen ücretsiz izin ve işten çıkarma
kısıtının istisnası yapılan Kod-29 gibi uygulamalar patronların zararlarının minimize edilmesi,
sömürünün derinleştirilmesi ve emekçilerin köleleştirilmesi amacı taşımaktadır. Önümüzdeki günlerde
daha da yaygınlaşması beklenen ücretsiz izin uygulaması, emekçilerin gelirlerinin ciddi ölçüde
düşmesi dışında istihdamın esnekleştirilmesi amacına da hizmet etmektedir. Ücretsiz izin ve Kod-29
ayrıca, patronlar tarafından sendikalaşmak isteyen işçiye sopa olarak kullanılmaktadır. Bu sopa
patronların elinden alınmalı, salgın gerekçesiyle başvurulan ücretsiz izin uygulamasına son
verilmelidir. Salgında emekçilerin damgalanması ve patronların insafına bırakılması anlamına gelen
Kod-29 kaldırılmalıdır.
7. Türkiye, hem göç alan hem de göç için transit geçit yolu olarak kullanılan bir ülke durumundadır.
Ülkemizde farklı statülerde bulunan yaklaşık 6 milyonluk bir yabancı nüfus bulunmaktadır. Sermaye
sınıfı, bu büyük göçmen/mülteci nüfusu bir yandan işgücü maliyetlerinin düşürülmesi diğer yandan
ırkçılık gibi gerici ideolojilerin emekçiler arasında yaygınlaştırılması açısından bir fırsat olarak
değerlendirmektedir. Çoğu hizmet ve inşaat sektörlerinde olmak üzere güvencesiz ve düşük ücretle
çalıştırılan göçmen işçiler artık, Türkiye işçi sınıfının ayrılmaz bir parçası durumundadır. Patronların
bu işçiler üzerinden yaptığı hesapları bozmanın yolu, göçmen emekçilerin maruz bırakıldığı ayrımcılık
karşısında eşit koşullar ve güvenceli iş talebinin yükseltilmesinden geçmektedir. Birlik Sendikası,
göçmen işçileri yaşadıkları sorunlar ve patron baskısına karşı örgütlenmeye çağırmakta ve tüm
göçmen işçilerle dayanışma içerisinde olduğunu ilan etmektedir.
8. Kadın emekçiler, bugün işçi sınıfının yaşadığı işsizlik, ücret gelirlerinin düşmesi, uzun çalışma
saatleri, güvencesizlik ve kayıt dışılık gibi temel sorunlarla daha fazla karşılaşmaktadır. Bunlarla
birlikte, işyerinde ve toplumsal hayatta ayrımcılığa uğrayan kadın emekçilerin gördüğü şiddet, taciz ve mobbing nedeniyle yaşamları bir cehenneme dönmektedir. Birlik Sendikası, daha iyi koşullarda ve
hiçbir ayrımcılığa uğramadan çalışmalarını sağlamak için 10 Nolu işkolunda istihdamın önemli bir
ağırlığını oluşturan kadın emekçilerle örgütlenmektedir. Sendikamız kadın emekçileri sendikalı
olmaya, yaşadıkları sorunlara karşı sesini yükseltmeye ve mücadeleye çağırmaktadır. Bu çerçevede,
kadın çalışanlara yönelik şiddet ve ayrımcılığın artmasına yol açacak olan İstanbul Sözleşmesi’nden
çıkılması kararı iptal edilmeli, ayrıca ILO tarafından 2019 yılında kabul edilen 190 Sayılı Şiddet ve
Taciz Sözleşmesi Türkiye tarafından onaylanmalıdır.
9. İşçi sınıfının en kırılgan kesimini genç işçiler oluşturmaktadır. Sendikamızın faaliyette bulunduğu
10 No’lu işkolundaki işçiler arasında da genç işçilerin sayısı fazladır. Neo-liberal saldırılar sonrası,
güvenceleri yok olan, emeklilik hakları ellerinden alınan ve istihdam olanakları zayıflayan gençlerden
iş bulabilenler, ağır sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Genç işçiler, daha çok yarı-zamanlı, esnek,
güvencesiz ve düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Birlik Sendikası, işkolumuzda genç
işçilerin örgütlenmesi ve sendikalaşmaları için özel çalışmalar ve planlamalar yapacaktır. Geleceği
karartılan gençlerimizin, hayatlarını yeniden ellerine almaları için yanlarında olacak, güvenceli ve
insanca yaşanabilir bir gelecek için mücadele verecektir.
10. 10 Nolu işkolunun kapsadığı hizmet sektörleri, son 20 yılda hem milli gelir hem de istihdam
içindeki payını hızlı biçimde arttırmıştır. 2020 yılı itibariyle istihdam içerisinde hizmetlerin payı
%56’yı aşmıştır. Söz konusu istihdamın önemli kısmını kapsadığından 10 Nolu işkolu, 3,8 milyonu
aşkın kayıtlı çalışan sayısı ile istihdam açısından en büyük işkolu özelliği taşımaktadır. Ekonominin
kriz ve olağanüstü dönemlerinde, istihdamı bu olumsuz koşullara en hızlı uyarlanan ve daralan sektör
hizmetlerdir. Bu durum, istihdamın giderek niteliksizleşmiş olmasının yanı sıra güvencesiz ve esnek
yapısı nedeniyle kolaylaşmaktadır. İşkolunun bir diğer özelliği sadece %7’lik bir kesimin sendikalı
olmasıdır. Toplu iş sözleşmesinden faydalanan sendikalı işçi sayısı ise daha da düşüktür. Birlik
Sendikası, işkoluna damgasını vuran bu örgütsüzlük tablosunu tersine çevirmeyi hedeflemekte,
sendikasız işçileri örgütlenmeye ve dayanışmaya çağırmaktadır. Daha fazlasını isteyen patronlar
karşısında, işkolundaki tüm emekçilerin bundan böyle sendikasız, bölünmüş ve güvencesiz çalışması
mümkün değildir.
11. Sendikal hakları düzenleyen 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, 12 Eylül
Darbesi’nin getirdiği engel, yasak ve kısıtları muhafaza etmektedir. Anayasa’da da sendikal hakların
kullanımını zorlaştıran düzenlemeler mevcuttur. Sendikal mevzuat, patronların istediği biçimde
düzenlenmiştir ve sağlam sendikal güvencelerden yoksundur. Sendikalaşmanın ve grev hakkının
önünde yasal ve fiili kısıtlama ve engellemeler bulunmaktadır. Sendikal barajlar, birçok işçinin
sendikaya üye olma hakkını bütünüyle kullanmasını ve toplu iş sözleşmesi hakkına sahip olmasını
engellemektedir. Bu engellemelere karşı Birlik Sendikası, işçilerin ve üyelerinin Anayasa’nın 90.
maddesi, ILO normları ve uluslararası çalışma hukuku düzenlemeleri doğrultusunda toplu iş
sözleşmesi hakkını kullanabilmeleri için kapsamlı bir mücadele sürdürecektir. Sendikal barajlar
kaldırılmalı, grev yasakları ve grev erteleme kararlarına son verilmelidir. Sendikalı olma hakkı, devlet
tarafından tümüyle güvence altına alınmalı, patronların inisiyatifine ve uzun yargı süreçlerine
bırakılmamalıdır.
12. Birlik Sendikası, işkolunda sendikasızlığın hüküm sürdüğü AVM, mağaza ve market
emekçilerinin sendikasıdır. Sendikal mevzuatın yarattığı engel ve zorluklar nedeniyle, bugüne kadar
örgütlü ve sendikalı olma fikri taşınmamış AVM, mağaza ve market emekçileri artık yalnız değildir.
Ülkenin dört bir yanına dağılmış AVM’lerde, market ve zincir mağazalarda çalışan emekçileri Birlik
Sendikası’nda örgütlenmeye çağırıyoruz.
13. Birlik Sendikası, özel okul patronları ile baş başa bırakılmış özel okul öğretmenleri ve
emekçilerinin sendikasıdır. Patronların dayatmalarına karşı, özel okul ve eğitim kurumlarında çalışan
emekçilerin en büyük güvencesi ve yaşadıkları sorunların çözümü için Birlik Sendikası’na üye olmaya
davet ediyoruz.
14. Birlik Sendikası, piyasanın cenderesinde üretmeye ve yaşamaya çalışan müzik emekçilerinin
sendikasıdır. Bu alanda güvencesiz ve kayıt dışı çalışmanın yol açtığı sorunların çözümü örgütlülük ve
dayanışmadır. Özellikle salgında büyük mağduriyetler yaşayan müzik emekçilerini, Birlik Sendikası
çatısı altında örgütlenmeye, birlikte hareket etmeye ve mücadeleye çağırıyoruz.
15. Birlik Sendikası, sermayenin emekçilere dönük saldırılarına karşı verilen mücadelenin başarısının,
emeğin birliğinin savunulması ve sınıf dayanışmasının yükseltilmesinden geçtiğinin altını çizmektedir.
Bu gerçekten hareketle faaliyetlerini sürdüren Birlik Sendikası, emekçilerin haklarının korunması ve
yeni kazanımların elde edilebilmesi için işkolu ve sektör ayrımı yapmaksızın tüm işçilerin mücadele
örgütüdür. İşçi sınıfının birliğini savunur, sınıf dayanışmasını yükseltmeyi hedefler.