BasınHaberManşetÖzel Okul Öğretmenleri ve Emekçileri

‘’Cumhuriyetimizin 100.yılında Milli Eğitimimiz, Sorunları ve Çözüm Önerileri’’ Eğitim Çalıştayı Gerçekleşti

Kartal Kent Konseyi 14. Ekim Cumartesi günü Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde ‘‘Cumhuriyetimizin 100.yılında Milli Eğitimimiz, Sorunları ve Çözüm Önerileri’’ başlıklı çalıştay düzenledi.

Çalıştayın açılış konuşmasını kent konseyi başkanı Türkan Kurtulmaz yaptı. Kurtulmaz ‘‘Cumhuriyetin kuruluşu ile eğitim konusunda çok önemli, devrimci adımlar atıldı. Ama bugün hepimizin gördüğü, yaşadığı çok fazla sorun var. Çocuklarımızın özgüvenli, akademik ve sosyal anlamda birikimli birey olarak yetişmesi görevi bizlerin sorumluluğunda. Kent konseyi olarak bu konuda katkı sağlamak için bu çalıştayı düzenledik.’’ dedi.

Çalıştayın ilk oturumunda, Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu ‘‘Anayasal Bir Hak Olarak Laik Eğitim Hakkı’’, Dr. Sakin Öner ‘‘Cumhuriyetin Eğitim Vizyonu’’, Ömer Balıbey ‘‘Cumhuriyet Dönemi Öğretmen Eğitimi’’ başlıklarında sunumlar yaptılar.

İkinci oturumda; Prof. Dr. Adnan Gümüş ‘‘Müfredatın Yüz Yılı’’, Kadem Özbay ‘‘100. Yılda Eğitim Sisteminin Görünümü’’, Yusuf Çotuksöken ‘‘Edebiyat Eğitimi Nasıl Olmalıdır?’’, Birlik Sendikası İstanbul İl Temsilcisi Beyza Çelik ‘‘Özel Eğitim Kurumlarında Öğretmen Sorunlarına Bakış’’ başlıklarında sunumlar yaptılar.

3.oturumda; Turgut Ünlü ‘‘Öğretmen Örgütlenmesi’’, Samettin Nesiboğlu ‘‘Eğitime 0-6 Yaş Bakışı, Anne Baba Eğitimi’’, Ömer Yılmaz ‘‘Veli Bakışıyla Milli Eğitimimiz’’ başlıklı sunumlarını gerçekleştirdiler.

Birlik Sendikası İstanbul İl Temsilcisi Beyza Çelik, Özel Okul Eğitim Emekçilerinin yaşadıkları sorunlara değindi. Sunumunda şunları ifade etti; ‘‘Ülkemizde, bugün, örgün eğitimde özel okulların sayısı gittikçe artıyor. Eğitimde özelleştirme başlığı, son zamanlarda özel okullarda yaşanan krizlerle birlikte toplumsal bir gündem haline geldi. Öğretmenler, öğrenciler ve hatta veliler özelleştirme yıkımından derinden etkileniyor. Devlet okullarında var olan ihtiyaca rağmen, ataması yapılmayan öğretmenler, sayısı gittikçe artan özel okullarda çalışmak zorunda bırakılıyor. Ucuz işgücü olarak görülen öğretmenler çoğu zaman düşük ücretle, eğitim-öğretim ödeneği gibi hakları ödenmeden, güvencesiz ve esnek koşullarda, mobbing altında, gelecek güvencesi olmadan çalıştırılıyor.

Patronlar mesai saatleri dışında, iş tanımında olmayan birçok işi yapması için öğretmenleri yok pahasına çalıştırıyor. Angarya işler öğretmenlerin görevlerinden sayılıyor. Öğretmenler AVM’lerde okul reklamına gönderiliyor, kendilerinden telefonla okul pazarlaması yapmaları yani ‘müşteri’ bulmaları isteniyor. Patronlar hak ettiği ücreti isteyen öğretmene “tatil gününde gel temizliğe yardım et” deme cüreti gösterebiliyor. Aday öğretmenlik gibi güvencesiz bir statüyle çalıştırılan yeni mezun genç öğretmenlerin stajyerlik durumu suistimal ediliyor. Sorumlulukları içerisinde olmamasına rağmen angarya işler stajyer öğretmene dayatılıyor. On binlerce işsiz öğretmen, patronlar tarafından dayatılan kötü çalışma koşulları altında çalışmaya mahkûm ediliyor ve yine işsiz kalmakla tehdit ediliyor.

Tablo giderek kölelik koşullarını andırıyor. İsteniyor ki, öğretmenler güvencesiz, geleceksiz ve düşük maaşlarla çalıştırılmaya devam etsin, maaşları da ödenmesin ve bunlar da sorun olmasın.

Bu tabloyu değiştirebilecek tek koşul, özel okul öğretmenlerinin örgütlü bir mücadele vermeleri ve bu mücadeleleri sonucunda haklarını alabilmeleridir. Türkiye’de bir ilk olan Doğa Koleji öğretmen boykotu süreci ve sonrasına dair yaşananlar, yan yana gelmenin ve sendikal mücadelenin gerekliliğini ortaya çıkardı.’’

Facebooktwitterlinkedinmail